

6/8/2024 10:48:54 AM
Deyrulzafaran Manastırı'nın emektarı Cercis Kaplan’ı yazan Mardinli şair, yazar Abdulaziz Altekin, “Annesi Cercis’e “Bahe” lakabını takar. Mardinliler de Süryanice bülbül manasına gelen ve doğduğu köyün ismi olan “Binebil” lakabını eklerler. Böylece “Bahe Binebil” olarak bilinir” diye belirtiyor.
Mardinli yazar Abdulaziz Altekin, Deyrulzafaran Manastırı'nın Efsanesi başlığı altında Hanna Süryani çiftinin 1928 doğumlu çocuğu Cercis Kaplan’ı yazdı.
Altekin, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Deyrulzafaran Manastırı'nın Efsanesi başlığı altında şunları kaydetti:
“1) Mardin’in 14 km uzaklıktaki Bine-bil köyünde, Vedia ve tren istasyonunda hamallık yapan Hanna Süryani çiftinin 1928 doğumlu çocuğudur Cercis Kaplan!
Annesi Cercis’e “Bahe” lakabını takar. Mardinliler de Süryanice bülbül manasına gelen ve doğduğu köyün ismi olan “Binebil” lakabını eklerler. Böylece “Bahe Binebil” olarak bilinir.
Bahe’nin ailesinin durumu pek iyi olmasa da ilk yıllarında ailesi tarafından sevilir. Özellikle ablaları tarafından sevilir. Bir buçuk yaşındayken annesi onu bir kuyunun yanındaki yatağa yatırır. Uyurken yanına yanaşan horozun saldırısına uğrar. Çığlığına annesi yetişir. Yüzü gözü yara bere içinde kalır. Kalıcı izler bırakır bu olay. Dört yaşına kadar pek bir şey belli etmez ancak daha sonra zihinsel olarak da izler kaldığı ortaya çıkar. Çocuk gibi kalır; saf kalır. Konuşma ve anlama güçlüğü çeker yaşadıklarından dolayı.
Altı yaşında babasını kaybeder ve annesi çaresiz kalır. Anne Vedia, baba evine dönmek ister ama Bahe’yi götüremeyeceğini bilir. Bahe’yi manastıra bırakır. Annesi son defa sarılır ve “biz geleceğiz” der.
Kapıya kadar tekrar eder: “Biz geleceğiz Bahe”.
Kız kardeşi:
“Hem çocuk hem de saf biriydi ve onu manastıra bıraktı. Manastır onun hem annesi hem de babası oldu”
Manastırda çobanlık, bahçıvanlık gibi çeşitli işlerde çalışır. Manastırın kapısı her açıldığında koşar, ilk o açar.
Uzun yıllar manastırda kalır.
Manastırdakiler de ona alışır. “Bahe amca bu manastırın bir taşı haline geldi. Allah etmesin Bahe amca ölürse manastırda bir taş eksilecek” diyecek kadar çok alışmışlardır.
Ama Bahe hep annesini bekler, annesinin öğrettiği Arapça’yı konuşur.
Yaklaşık 70 yıl manastırda kalmasına rağmen Süryanice konuşamaz. Annesinin öğrettiği dili bilir ve annesinin yolunu gözler. Çocuk gibi kalır, hep annesinin geleceğine inanır.
Mardin Kırklar Kilisesi baş papazı Gabriel Akyüz, “Annesi 6 yaşında iken kendisini Deyrulzafaran Manastırı’na bırakıp gitti. Bugün, yani 86 yaşına bastığı bugünlerde bile annesini bekliyordu.“
Tam 80 yıl annesini bekler. Kalbi dayanamaz ve 2014 yılında Deyrulzafaran’da bir taş eksik kalır....”
Surajans
KÜLTÜR-SANAT
2025-12-13"O Yıl", hangi yıl?
2025-12-1344 yıldır Dersim'in kayıp klamlarını gün yüzüne çıkarıyor
2025-10-14Mardin’de haç motifli 1500 yıllık mozaik bulundu
2025-10-03Deng dergisi'nin 137. Sayısı Çıktı
2025-09-20Gabriel, ya gelmeseydi!
2025-09-16Soykırım öncesi – Soykırım sonrası
2024-09-15Ermeni Deresi’nde üç kadın: Nıvart, Gülüzar ve Fecire
2025-07-19Buzdolabındaki Cemile, sokaktaki Taybet Ana
2025-07-09"Yeni Despotizm" üzerine...
2025-06-20Deng Dergisi'nin 136. Sayısı Yayınlandı
2025-06-10KOMKAR'ın 26. Kongresi Yapıldı
2025-04-28Çorak Ülke ve Ermeni Soykırımı
2025-04-28"Yüreğim Dağlardadır", Diyarbakır'da
2025-03-12Deng Dergisi Sayı 135 Çıktı
2025-01-15Trabzon'da 'Kalandar' kutlaması: 'İnsanlar buna hasretmiş'
2025-01-15“Muş’ta, Sason’da ve Van’da hâlâ Ermeniler vardı“
10/24/2024 1:05:44 PMSanatçıların 'kötülükleri' iyi eserlerini sevmeye engel mi?
10/19/2024 1:45:30 PMDiyarbakır Surları'na dair
9/26/2024 6:31:06 PMTara Mamedova’nın hüznü, Lîlav
9/20/2024 2:38:16 PMMoskova Kürt Film Festivali başladı