Türkçe | Kurdî    yazarlar
Kandil’den Öcalan’a uyarı

2025-07-14

“Şimdiye kadar ‘merhaba’ demekten çekinenler fesih çağrınızdan sonra bizimle görüşmek istiyor”

Ruşen Çakır

İmralı’daki görüşmede Kandil’den gelen temsilciler de yer aldı. 28 sayfalık raporda PKK lideri Abdullah Öcalan, ABD, İsrail ve İran’ın PKK’yı yanlarında tutma çabalarını ele aldı. Öcalan, “40 yıldır bizi ne yaşatıyor ne de öldürüyor” dediği İran için denge stratejisi uyarısı yaptı. PKK’nın 20’den fazla keşif uçağı düşürdüğü iddiası üzerine “Belli ki PKK’yı hazırlıyorlar” dedi. Öcalan, bu savaşın iki trilyon dolara mal olduğunu belirterek “Şimdi on trilyona ulaşır” dedi.

Cuma günü (11 Temmuz) yayınlanan Öcalan: “Atatürk’ten sonra tek devlet adamı var, o da Bahçeli’dir” başlıklı haberimiz, sosyal medyada dolaşıma giren bir metinle doğrulandı.

“Başkan ile görüşmemizin raporudur” başlığını taşıyan, 30 Mayıs tarihli metin 28 sayfa. Mayıs ayı sonunda İmralı’da yapıldığı tahmin edilen görüşmede İmralı heyetinin dışında Kandil’den gelen en az bir temsilcinin de olduğu, Öcalan’ın şu sözlerinden anlaşılıyor: “Sizin buraya gelmeniz kıymetli ve önemlidir. Devletin güven duymasıyla buraya gelmeniz sağlandı. Şimdiye kadarki gelişmelerin zirvesidir bu. Gönül isterdi ki siz bu masayı ve bu çözümü dışarıda kendiniz bizzat geliştirmenizdi. Ama belli ki gücünüz yok. O yüzden bana kaldı.”

Bu kişi ya da kişilerden birinin PKK’nın üst düzey isimlerinden Mustafa Karasu olduğu ileri sürülüyor.

“Rojava’da neden federasyon istemiyorsunuz?” diyorlar

28 sayfalık görüşme notlarının Bahçeli ile ilgili kısımlarını daha önce yayınladığımızda çok ilgi görmüştü. Bu görüşme için, Kandil’den katılımların da olmasıyla şimdiye kadarki İmralı görüşmeleri içinde en stratejik öneme haiz olanı denebilir. Bu görüşmede dikkat çeken çok husus var. Bunların önde gelenlerinden biri de hiç kuşkusuz dışarıdan sürece dahil olmak veya onu engellemek isteyenler hakkında söylenenler.

Örneğin heyetten bir kişi, “Dışarıdan bozmak isteyenler varmış. Kandil’in belirttiğine göre çağrı sonrası etkili güçler araya giriyor. Kendileriyle görüşmek istiyorlar. ‘Silah bırakmayın’ diyorlar. ‘Rojava’da neden federasyon istemiyorsunuz?’ diyorlar. BM ve başka güçler süreci desteklediklerini söylüyorlar. Ama alttan alta ilişkiye geçip ‘silah bırakmayın’ diyorlarmış. Şimdiye kadar merhaba demekten çekinenler Kandil’le görüşmek istiyorlar. Üst düzeyde stratejik ilişki geliştirmek istiyorlar. Hareketi destekleme eğilimi taşıyorlar” diyor.

“Bunlar PKK’yi yanlarında tutmak istiyorlar”

Bu sözler üzerine Öcalan, “Yani şimdi diyorlar. İlginç. Bugüne kadar demediler. Şimdi diyorlar. Amerika, İsrail ve İran kanatları değil mi?” deyip görüşmedeki devlet yetkililerine dönerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bakın, görün bunu. Anlayın ve sonuç çıkarın diyorum size.”

Ardından Öcalan, muhtemelen Kandil’den gelen(ler)e “Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ne anlıyorsunuz? Neden şimdi?” diye sorunca şu cevabı alıyor: “PKK savaşçı bir güç. Dengeleri değiştirebilecek bir güç. Bunlar PKK’yi yanlarında tutmak istiyorlar. PKK feshi ile beraber var olan durum ellerinden çıkacak diye.”

“Neden üçüncü göz yok diye soranlar var”

Öcalan, “Bakın bu kozun ellerinden alınması onları korkuttu. Peki ne yapalım? Lütfen gizli toplantı yapıyormuşuz gibi rahat konuşun. Açık bir şekilde görüşlerinizi söyleyin.” deyince şu cevabı alıyor: “Üçüncü bir göz olmak isteyenler var. Dahil olmak isteyenler var.”

Diyalog şöyle devam ediyor:

Öcalan: Peki samimi görüyor musunuz?

Heyet: Çıkarlarına göre hareket ediyorlar. Ne kadar güvenilirdirler bilemiyoruz. Umut vaat ediyorlar mı bilemiyoruz. “Üst düzeyde strateji geliştirelim” diyorlar. “Rojava için federasyon isteyin” diyenler var. “52 yıllık savaştan neden vazgeçiliyor? Neden üçüncü göz yok?” diye soranlar var.

Öcalan: İyi niyet görüyor musunuz?

Heyet: Çıkarlarını esas alan yaklaşımları var.

“İran 40 yıldır bizi ne yaşatıyor ne de öldürüyor”

Bunun üzerine Öcalan, “Söylediklerinize toplu cevap veriyorum” diyerek şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Bakın, İran 40 yıldır bizi ne yaşatıyor ne de öldürüyor. İran tetikte tutuyor. İsrail de yaklaşık 40 yıldır ne çözüyor ne de tasfiye ediyor. SDG de öyle. İsrail, Araplar, İran ve Avrupalılar, İngilizler bunun üzerine denge kurmuşlar. PKK savaşsın, Türkiye de sorunu çözmesin denklemi devam ediyor. Rusya’da hâlâ PKK bürosu duruyor mu? Ruslar bizi asla terörist olarak ilan etmediler. Dengeler var. Türkiye tarihi bir hamle yapıyor. Strateji o dengeleri yıkıyor. En az cumhuriyetin kuruluşu kadar önemlidir. Cumhuriyetin demokratikleşmesi tarihi bir adım. İran feryat figan ediyormuş. Bundan sonra stratejik ilişki de geliştirebilirler. Daha fazla silah verecekler. Türkiye de savaş gücünü büyütmüş. Bu daha büyük bir savaş demektir. Gazze’yi görüyorsunuz. Bundan sonra Ortadoğu’da savaş böyle gelişir. Ortadoğu’da yeni savaş tarzı, Gazzeleşme olayı yoğunlaşıyor. Türkiye bunu kaldırabilir mi? Çok zor. Biz kaldırır mıyız? Çok zor. Daha kötü şeyler de yapabilirler.”

“Belli ki PKK’yi hazırlıyorlar”

Görüşmenin en çarpıcı bölümlerinden biri, PKK’nın 20’den fazla keşif uçağı düşürdüğü ama bunların basına yansımadığı iddiasının dile getirilmesinden sonra konuşulanlar:

Öcalan: Öyle mi? Kendileri mi geliştiriyorlar?

Heyet: Kendi imkânlarıyla geliştirdiklerini belirtiyorlar. Çok zeki gençleri var. “Yapay zekâyı kullanmakta bölgede dördüncü sıradayız” diyor ilgililer. Sanırız biraz destek alıyorlardır.

Öcalan: (Gülerek, yetkiliye bakarak) Evet, belli ki PKK’yi hazırlıyorlar. Türkiye’yi de hazırlamışlar. İşte bunu diyorum. Sen kazanırsan, Pirus Zaferi; o kazanırsa Pirus Zaferi. Geriye kalan Gazze durumudur. Zafer diyorlar, ne zaferi, çocuk-kadın ölmüş. Gazze’de 7 Ekim komplosu olmasaydı, her şey farklı olurdu. İsrail kazandı diyor, ama dünyada sıfırlandı. Bu savaş biçimi, yanlış bir savaş biçimidir. 1995’te söyledim, ‘bu savaşı ben başlattım ama bu Kürt-Türk savaşı yanlıştır.’ En güçlü olduğum zamanda bile Özal vardı. ‘Bu savaşı durdurmalıyım’ dedim. Özal da ‘Sorunu ortaya koydun, yeterlidir’ diyordu. O zamandan şimdiye kadar bu savaş iki trilyon dolara mal oldu. Şimdi on trilyona ulaşır. Gerekçelerim uzun. Komisyon gelirse anlatacağım.”

Medyascope

POLITIKA