

2025-03-12
Dün (10 Mart 2025) SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile HTŞ lideri ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara arasında 8 maddelik bir anlaşma imzalandı.
Bu anlaşmada Kürtler lehine ve Suriye’de çatışmasız bir ortam kurmaya dönük önemli başlıklar yer alıyor.
Bu maddelerden en önemlisi Kürt halkının varlığının resmen tanınması ve anayasal güvence altına alınacağının vurgulanmış olmasıdır. Elbette Kürtlerin varlığının ve statüsünün yapılacak anayasada nasıl belirleneceği başlı başına bir müzakere ve diyalog sürecini gerektirir.
Anlaşmadaki bu madde Türkiye’nin de dolaylı olarak Suriye’de Kürt varlığını ve anayasal statüsünü kabul etme noktasına geldiğini gösteriyor. Söz konusu anlaşmanın ABD ve Fransa’nın yanı sıra Türkiye’nin bilgisi dahilinde imzalandığına şüphe yok.
Diğer bir önemli madde Suriye’nin tamamında ateşkesin hayata geçirilmesidir. Bu madde en başta Rojava’ya dönük süregiden askeri saldırı ve tehdit potansiyelinin bir süreliğine de olsa son bulması ve Kürtlerin rahat bir nefes alması anlamına gelir.
Tüm Suriyeli mültecilerin yurtlarına dönüşü ve güvenliklerinin devlet tarafından sağlanacağına ilişkin madde Kürtler dahil bütün Suriyelilerin yurtlarına dönüşü açısından önemlidir.
Anlaşmada en çok tartışılan konu “Kuzeydoğu Suriye’deki (Rojava) tüm sivil ve askeri kurumlar, Suriye devleti yönetimi çerçevesinde entegre edilecek; sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları devlet kontrolüne alınacaktır” ibaresini içeren bölümüdür.
Suriye’de Kürtler hiçbir zaman Suriye’den ayrılıp bağımsız bir devlet kurmayı savunmadıklarına göre mevcut defakto özerk yapının bir şekilde Suriye devleti yapısının içinde yer alması/entegre olması kaçınılmazdır. Mesele mevcut özerk yapının ve buradaki sivil ve askeri kurumların Suriye devleti yönetimi içinde nasıl ve hangi statüyle yer alacağı sorunudur. Bu da başlı başına bir müzakere sürecine, ABD ve ilgili devletlerin tavrına, mevcut rejimin geleceğine, en önemlisi de Kürtlerin ortak bir blok halinde bu süreçte gösterecekleri performansa bağlıdır.
Özetle Kürtler bakımından her şey bitmiş değil, tersine süreç yeni başlamaktadır. Suriye’deki rejimle yapılan ilk ve başlangıç niteliğindeki bir çerçeve anlaşma olması bakımından bu mutabakat metni olumludur.
Sonuç olarak mevcut rejim bu anlaşma ile Kürtlerin varlığını resmen tanımıştır.
Buna bağlı olarak Türkiye de Suriye Kürtlerinin varlığını dolaylı olarak kabul etme noktasına gelmiştir.
En önemlisi bu anlaşmanın ABD garantörlüğünde imzalanmış olmasıdır.
Görünen o ki ABD’nin acelesi var ve Ortadoğu’da yeni bir düzen inşa sürecinin enfekte edilmesine karşı elini çabuk tutmaktan yanadır.
Bu sürecin eksiği Ahmed Şara ile yapılan anlaşmanın ENKS ve diğer Kürtlerin bilgisi dışında imzalanmış olmasıdır.
Umarız bundan sonra yeni anayasa yapım sürecinde ve Kürtlerin geleceğine ilişkin esaslı konularda Suriye Kürt siyasi aktörleri ortak bir heyet olarak sürece katılır ve ortak hareket ederler.
BASıNDAN
2025-11-01Gökhan Bacık: Kürt siyasetinin eleştirisi
2025-10-31Selahattin Demirtaş: Sürecin muhasebesi
2025-10-29Yusuf Ziya Cömert: Rüşvet parasıyla cami yapılır mı?
2025-10-28Yetvart Danzikyan: PKK hükümete ‘top sende’ diyor
2025-10-28Murat Sevinç: Yoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu?
2025-10-28Yıldıray Oğur: PKK neden Schrödinger’in kedisine benzedi?
2025-10-28Vahap Coşkun: Menzile doğru bir adım daha
2025-10-26Yetvart Danzikyan: Kıbrıslılar dertlenmesin
2025-10-28Berrin Sönmez: 11.Yargı Paketi: Rejim bulanık suda balık avlar
2025-10-08Sedat Ulugana: Barutun yanında bıyık yağı ve puro
2025-10-08Yıldıray Oğur: Çözüm sürecinde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor
2025-10-07Ayşe Hür: İrade
2025-09-30Yıldıray Oğur: Komisyon’da bir gün
2025-09-23Özge Mumcu: Kara kutu, sabun ve tuğla
2025-09-23Yıldıray Oğur: Şara, SDG’yi Türkiye ile tehdit etti mi?
2025-09-20Berrin Sönmez: Gonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar
2025-09-18Taner Akçam: Kürt açılımına iki engel
2025-09-18Fethiye Çetin: Adım adım
2025-09-18Özgür Amed: Barışın triyajı
2025-09-17Taner Akçam: İkinci Tanzimat