

8/7/2024 12:46:50 PM
Göbels Fahrettin, Erdoğan’ın siyaseti zarar görmesin diye seksen beş milyonluk ülkeyi dünyadan koparmanın, gençleri açık hava hapisanesinde yaşatmanın, yabani rejimlerinin üstünü bayrakla örtmenin peşine düşmüş durumda. Bu ne cürettir?
Sosyal medyayı kullanarak insanlığa büyük zararlar vermek mümkün müdür?
Instagram, X, Facebook, Youtube, Tiktok gibi mecralarda şiddetin, cinayetin, tacizin, tecavüzün, vahşetin propagandası yapılabilir mi?
Suç özendirilebilir mi? Yeni suçların işlenmesine zemin hazırlanabilir mi?
Bu soruların cevabı kesinlikle “evet” olmalıdır. Ülkeler, gelişen teknolojileri, iletişim araçlarını ifade özgürlüğüne zarar vermeden kontrol altına almak için sürekli yeni krtiterler oluşturuyor.
Bu kriterlerin tartışılmasına vesile olan en önemli gelişme Suriye iç savaşıdır. Yakın tarihte sosyal medyayı kullanarak milyonlarca insana ızdırap veren en tehlikeli örgüt IŞİD olmuştur. Türk askerlerinin yakılarak infaz edildiği video benzeri binlerce propaganda videosu çekilmiş, korkunç insanlık suçları kayda alınıp servis edilmiştir.. Vahşetin çağrısına uyan on binlerce cihatçı militan dünyanın her yerinden önce Türkiye’ye gelmiş, Türk istihabaratı eliyle Suriye’ye akın etmiş ve bölge halklarına tarihin gördüğü en büyük kıyım yaşatılmıştır.
Peki Türkiye’de sosyal medya şirketleri, gençleri ve çocukları koruyabilmek adına mı yasaklanmaktadır? Erdoğan ve avanesi her akıllarına geldiğinde internetin fişini çekerken hangi kriterleri ölçü almaktadır?
Mesela bir dönem yasaklanan Wikipedia, 2017 yılında Türkiye hükümetini terör örgütleriyle işbirliği içinde gösteren bazı makaleler nedeniyle erişime kapatıldı. Bahsettiğimiz örgütler başta IŞİD olmak üzere Suriye ve bölgeyi kan gölüne çeviren cihatçı gruplardır.
Türkiye’nin Suriye’de işgalci bir güç olduğu, Suriye topraklarında asker ve çeteler eliyle büyük suçlar işlediği, bölgeye silah ve militan transfer ettiği, yağmacılık, cinayet ve insan kaçırma gibi faaliyetler sürdürdüğü bir gerçektir. Wikipedia’nın kapatılması Türkiye halkını keriz yerine koymak, dünyanın bildiği gerçekleri kendi vatandaşından saklamak için gerçekleştirilmiştir.
Erdoğan’ın internet ile olan kavgasının tek sebebi gerçek bilgiye ulaşılmasına mani olmak, propaganda bakanı Fahrettin Altun eliyle yaşam alanlarımıza, bilgi alma hakkımıza, serbest düşünceye ve iletişim hakkımıza saldırmaktır.
Gelelim Instagram’ın kapatılmasına. Fahrettin Altun, Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye'nin ölümünden sonra yayımladığı mesajda, "Heniye'nin şehadeti dolayısıyla insanların taziye mesajı yayınlamasını herhangi bir gerekçe göstermeden engelleyen sosyal medya platformu Instagram'ı da şiddetle kınıyorum. Bu çok açık ve net bir sansür girişimidir" ifadelerini kullandı. Çözüm olarak harika bir teklifte bulundu. "Yerli ve milli sosyal medya platformlarını üretmemiz gerekiyor. Bu noktada özel sektörümüze gerçekten çok ciddi bir rol düşüyor" dedi.
Göbels Fahrettin, Erdoğan’ın siyaseti zarar görmesin diye seksen beş milyonluk ülkeyi dünyadan koparmanın, gençleri açık hava hapisanesinde yaşatmanın, yabani rejimlerinin üstünü bayrakla örtmenin peşine düşmüş durumda.
Bu ne cürettir?
Bu nasıl bir aymazlıktır?
Ucu size dayanan her suç haberine erişim yasağı getireceksiniz, milyonlarca genci dünyadan koparıp kendi saçma propagandalarınızı dayatacaksınız, araştırmacı gazeteciliği, haberciliği, edebiyatı, sinemayı, konseri, festivali düşman belleyeceksiniz ve bizler kaderimize razı geleceğiz öyle mi?
Yerli ve milli diye dayattığınız hırsızlık ve açlık rejimine itiraz etmeyeceğiz öyle mi?
Kuzey Kore, Çin, İran, Rusya, Bangladeş ve Türkiye’nin aynı ligde olduğu bir dünyada sadece muhaliflerin değil iktidarların da huzur içerisinde olamayacağını iyi bilmeniz lazım.
Bilmiyor musunuz yoksa?
Artı Gerçek
BASıNDAN
2025-10-29Yusuf Ziya Cömert: Rüşvet parasıyla cami yapılır mı?
2025-10-28Yetvart Danzikyan: PKK hükümete ‘top sende’ diyor
2025-10-28Murat Sevinç: Yoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu?
2025-10-28Yıldıray Oğur: PKK neden Schrödinger’in kedisine benzedi?
2025-10-28Vahap Coşkun: Menzile doğru bir adım daha
2025-10-26Yetvart Danzikyan: Kıbrıslılar dertlenmesin
2025-10-28Berrin Sönmez: 11.Yargı Paketi: Rejim bulanık suda balık avlar
2025-10-08Sedat Ulugana: Barutun yanında bıyık yağı ve puro
2025-10-08Yıldıray Oğur: Çözüm sürecinde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor
2025-10-07Ayşe Hür: İrade
2025-09-30Yıldıray Oğur: Komisyon’da bir gün
2025-09-23Özge Mumcu: Kara kutu, sabun ve tuğla
2025-09-23Yıldıray Oğur: Şara, SDG’yi Türkiye ile tehdit etti mi?
2025-09-20Berrin Sönmez: Gonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar
2025-09-18Taner Akçam: Kürt açılımına iki engel
2025-09-18Fethiye Çetin: Adım adım
2025-09-18Özgür Amed: Barışın triyajı
2025-09-17Taner Akçam: İkinci Tanzimat
2025-09-14Yusuf Ziya Cömert: Faizi tesettüre soktuk
2025-09-11Yıldıray Oğur: AK Parti CHP’siz yapabilir mi?