Türkçe | Kurdî    yazarlar
Bêrivanların yaşamı yaylaların güzelliği ile zorluğu arasında

2025-07-02

Şevket Herki

Hakkari’nin Yüksekova (Gever) ilçesinde büyük emekle üretilen bir litre sütün fiyatı, yalnızca 3 ekmek parasına denk geliyor. Tüm zorluklara rağmen hayvancılıkla uğraşan bêrivanlar, süt ürünleri işletmelerinin sayısının artırılmasını istiyor.

Zorlu bir yol ve büyük emek

Yüksekova’nın Heles köyünde bêrivanlar, her gün eşsiz bir doğa manzarası eşliğinde, atlarla kervanlar oluşturarak yaylalara doğru yola çıkıyor. Uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından meraya ulaşıp koyunlarının sütünü sağıyorlar.

Bu bêrivanlardan biri olan Mehsima Ekin, her gün yaklaşık 20 bêrivanla birlikte Qereç Yaylası’na gidiyor. Rûdaw’a konuşan Mehsima, günlük hayatlarını şöyle anlatıyor:

“Bêrivanlık çok güzel bir iş. Sabah erkenden kalkıyoruz, ev işlerimizi yapıyoruz ve meraya geliyoruz. Sağdığımız sütten yoğurt, peynir ve tereyağı yapıyoruz; bir kısmını satıyor, bir kısmını komşulara veriyoruz. Hayatımız böyle geçiyor. Mera yerimizin düzenlenmesini istiyoruz, çok toz var.”

Tüm bu emeğe rağmen, bêrivanlar sütün çok ucuz olmasından ve geçim sıkıntısından şikayet ediyor. Yüksekova’da bir litre süt yalnızca 3 ekmek parasına satılıyor.

Koyun sayısı gün geçtikçe azalıyor

Yüksekova köylerinde koyun ve hayvan sayısı her geçen yıl azalıyor. Eskiden 2-3 bin baş koyunun otladığı meralarda, şimdi sadece 600 baş koyun kalmış durumda. Bunun başlıca nedenleri, gençlerin hayvancılığı zor bir meslek olarak görmesi ve kuraklıkla birlikte otlakların giderek daralması.

“Yollarımızın yapılmasını istiyoruz”

Bêrivanların en büyük sorunlarından biri ise yolların kötü olması. Birçok yere ulaşım sağlanamıyor.

Bêrivan Ayşe Özer şöyle konuşuyor:

“Hayatımız çok güzel geçiyor. 20 baş koyunu sağıyorum. Ama yollarımız kötü. Bizim için yol yapılmasını istiyoruz.”

Aynı şikayeti dile getiren Bese Özer de şunları söylüyor:

“Köyümüz güzel ama mera yeri güzel değil. Yolların yapılmasını istiyoruz. Otomobiller gelemiyor, atlarla geliyoruz ve çok yoruluyoruz.”

Buna karşın, bazı bêrivanlar atlarla yaylaya gitmekten memnun. Hanife Derin şunları söylüyor:

“Meramız çok güzel. Atlarla gelmekten memnunuz, o da ayrı bir keyif. Yollarımız da yavaş yavaş yapılıyor. Belediye şimdi yolları yapıyor ve her şey daha iyi olacak.”

“Dağ benim için özgürlük demek”

Heles köyünün çobanı Nusret Erdem ise çobanlığı bir özgürlük mesleği olarak tanımlıyor. Tehlikelerine rağmen dağlarda olmanın huzur verici olduğunu söylüyor:

“Çobanlık akıllı insanların işi ve çok zor. Dağlarda dolaşıyorum, tehlike var; insan uçurumdan düşebilir ya da kurtlar saldırabilir. Bazen bir koyun kaybolur veya zarar görür, sahibine söylemek zor oluyor. Tüm bunlara rağmen dağ benim için özgürlük. Dağlar çok sakin, huzur verici; ne ses var ne karmaşa.”

Tek süt işletmesi yetmiyor

Yüksekova’da şu anda yalnızca bir büyük süt ürünleri işletmesi bulunuyor. Bu da süt üreticilerinin ürünlerini iyi fiyata satabilmesini zorlaştırıyor. Hayvancılar, bu tür işletme ve tesislerin sayısının artırılmasını talep ediyor.

Rudaw

YAŞAM