Türkçe | Kurdî    yazarlar
Bilimsel Sosyalizm: Tarihsel Gelişim, Eleştiriler ve Yeniden Yorumlama Denemesi

2025-11-19

Mehmet Ölçer

1. BÖLÜM: REEL SOSYALİZMİN TARİHSEL DENEYİMİ VE SONUÇLARI

Bilimsel Sosyalizmin Tarihsel Uygulaması: Reel Sosyalizmin Doğuşu ve Krizi

Bilimsel sosyalizmin kuramsal temelleri Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından 19. yüzyılda atılmıştır. Ancak bu düşünce sisteminin devlet pratiğine dönüştürülmesi, ilk kez 1917 Ekim Devrimi ile, V. İ. Lenin önderliğinde Bolşevik Parti tarafından gerçekleştirilmiştir. Leninist öncülük anlayışı, devrimin öznesi olarak işçi sınıfını değil, onun öncüsü olarak yapılandırılmış devrimci kadro örgütünü (partiyi) esas almıştır. Bu yaklaşım, Marx’ın sınıf bilincinin tarihsel süreçte tabandan tavana doğru gelişeceği fikrinden önemli ölçüde sapmış; Lenin’in Ne Yapmalı? adlı eserinde teorileştirildiği gibi, devrimci bilinç işçi sınıfına dışarıdan taşınacak bir öğreti haline gelmiştir.

Bu teorik sapma, Bolşeviklerin iktidara geldikten sonra yaşadıkları iç savaş, emperyalist kuşatma ve ekonomik çöküş gibi ciddi krizlerle birleşince, merkeziyetçilik ve güvenlikçi yönetim anlayışı kurumsallaşmış ve meşrulaştırılmıştır. Karşı devrimci tehdit gerekçesiyle farklı düşünceler, ideolojik çoğulculuk ve muhalefet hızla bastırılmış; sosyalist teori içindeki çeşitli yorumlar "sağ" ya da "sol sapma" olarak damgalanarak ortadan kaldırılmıştır. Troçki, Buharin, Zinovyev gibi önde gelen Bolşevik liderlerin tasfiyesi, bu dönemin en çarpıcı örneklerindendir.

Stalin Dönemi ve “Devrim İhracı” Politikası

Josef Stalin döneminde bu merkeziyetçi yapı daha da katılaşmıştır. Stalin, sosyalizmin “tek ülkede inşası” tezini savunarak dünya devrimi fikrinden kısmen uzaklaşsa da, uluslararası alanda sosyalist hareketlere destek vermeye devam etmiştir. Ancak bu destek, çoğu zaman SSCB'nin çıkarlarıyla uyumlu olarak yürütülmüş ve diğer ülkelerdeki sosyalist hareketleri doğrudan yönlendirme arzusuna dönüşmüştür.

İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’na karşı verilen destansı direniş, Sovyetler Birliği’nin uluslararası meşruiyetini artırsa da, savaş sonrası dönemde başlayan Soğuk Savaş, SSCB'yi giderek artan bir şekilde silahlanmaya, güvenlikçi politikalar izlemeye ve ekonomisini askeri-sanayi kompleksine teslim etmeye yöneltti. Savaşın yıkımı, Stalin’in ölümünden sonra gelen liderler tarafından tam anlamıyla telafi edilemedi.

Bürokratikleşme ve Reform Girişimleri

1950’lerden itibaren özellikle Nikita Kruşçev ve ardından Leonid Brejnev döneminde, devletin parti aygıtı tarafından yönetilen ve halktan kopuk bir bürokratik kast oluştu. İşçi sınıfının iktidarı olarak tarif edilen sosyalist devlet, zamanla ayrıcalıklı bir teknokrat sınıfın yönetimine dönüştü. Devletin üretim araçlarının sahibi olması, halkın değil bürokrasinin iktidarı anlamına geldi. Ekonomik verimsizlik, tüketim mallarındaki kıtlıklar ve toplumsal durgunluk, Sovyet modelini halk nezdinde meşruiyetten uzaklaştırdı.

1985’te iktidara gelen Mihail Gorbaçov’un öncülüğünde başlatılan Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılanma) politikaları, rejimi daha demokratik ve piyasa dostu bir modele dönüştürmeyi hedefliyordu. Ancak hem içerideki bürokratik direnç, hem de dış müdahaleler nedeniyle bu süreç kontrolsüz bir dağılma ile sonuçlandı. Sovyetler Birliği 1991’de çöktü. Varşova Paktı dağıldı, Doğu Avrupa’daki sosyalist devletler birer birer kapitalist yönetime geçti.

Reel Sosyalizmin Bilimsel Sosyalizm Açısından Değerlendirilmesi

Reel sosyalizmin çöküşü, Marksist literatürde ve sosyalist hareketler içinde ciddi bir özeleştiri ve yeniden değerlendirme süreci başlatmıştır. Pek çok düşünür, bu çöküşün temel nedenini şu başlıklar altında toplamıştır:

1. Tabandan gelen halk iktidarının ortadan kalkması: Sovyet tipi sosyalizmde işçi sınıfı, karar süreçlerinden dışlanmış; öz-yönetim yerine devlet bürokrasisi hâkim olmuştur.

2. İdeolojik tek seslilik: Farklı Marksist yorumlara hayat hakkı tanınmamış, teorik gelişim durdurulmuştur.

3. Demokratik mekanizmaların yokluğu: Parti içi demokrasi ortadan kalkmış; lider kültü ve merkezi otorite mutlak hâle gelmiştir.

4. Sivil toplumun yokluğu: Toplumun kendi kendini örgütlemesi engellenmiş, her şey devletin kontrolüne verilmiştir.

5. Emperyalist rekabetin tuzağı: Kapitalist dünya ile yarış içinde silahlanmaya ve dış müdahalelere odaklanan bir ekonomi inşa edilmiştir.

Bugün İçin Çıkarılacak Dersler ve Yeni Arayışlar

Bugün bilimsel sosyalizm üzerine düşünen pek çok filozof ve teorisyen (örneğin David Harvey, Michael Lebowitz, Cornel West) Sovyet deneyimini “öğrenilmesi gereken bir hata” olarak değerlendirmekte ve:

Demokratikleşmiş,

Yerel özyönetime dayalı,

İnsanı merkeze alan,

Doğayla uyumlu,

Tek parti otoritesine dayanmayan bir sosyalizmin mümkün olup olamayacağını sorgulamaktadır.

2. BÖLÜM: BİLİMSEL SOSYALİZME KATKI SUNAN DÜŞÜNÜRLERİN ANALİZİ

Bilimsel sosyalizmin temel ilkeleri, Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından ortaya konmuş; ancak bu fikirler tarihsel gelişim sürecinde farklı düşünürler tarafından eleştirilmiş, geliştirilmiş veya yeniden yorumlanmıştır.

Rosa Luxemburg,

- devrimci değişimin içsel ve halk tabanlı bir süreç olması gerektiğini savunarak merkeziyetçi yapılara karşı çıkmıştı. Antonio Gramsci,

- "hegemonya" kavramını geliştirerek entelektüellerin, kültürün ve sivil toplumun dönüşümdþki rolünü açıklamıştı.

Louis Althusser ise ideoloji ve devletin yapısal işleyişini açıklayarak, Marksizmin bilimsel karakterine katkı sunmuştur.

Michael Lebowitz, sosyalizmi yalnızca bir ekonomik sistem olarak değil, aynı zamanda insanın tam gelişimi için bir toplumsal model olarak tanımlar.

David Harvey,kent coğrafyası ve sermaye hareketleri üzerinden sosyalizmi yeniden düşünmeye çağırır.

Alain Badiou ise komünizmi etik bir hakikat fikri olarak tanımlarken, Cornel West sosyalizmin ahlaki ve toplumsal adalet yönüne vurgu yapar.

Tüm bu katkılar, bilimsel sosyalizmin sadece iktisadi bir model olmadığını; aynı zamanda etik, kültürel ve siyasal bir paradigma olarak da ele alınması gerektiğini göstermektedir.

3. BÖLÜM: MURRAY BOOKCHIN VE DEMOKRATİK MODERNİTE'NİN SINIRLARI

Murray Bookchin, 20. yüzyılın son çeyreğinde sosyalizmin yeniden tanımlanması için radikal öneriler getirdi. Ekoloji merkezli, devletsiz, doğrudan demokratik bir toplum düzeni savunan Bookchin, klasik Marksist yaklaşımların endüstriyalizme olan fazla bağlılığını eleştirdi. Ona göre, yerel meclisler ve komünal yapılar üzerinden halk kendi kendini yönetebilmeliydi.

Ancak bu düşünceler, hâlihazırda kapitalist-emperyalist sistemin kuşatması altındaki topluluklar için somut bir çözüm olmaktan uzak kalmaktadır. Devletin hemen ortadan kaldırılmasını savunmak, bu şartlarda toplumu savunmasız bırakmak anlamına gelir. Bookchin'in modeli ancak dünya çapında sosyalist bir düzenin kurulduğu komünist bir evrede uygulanabilirliği olan bir ütopyadır.

Bu noktada Abdullah Öcalan'ın "Demokratik Modernite" paradigması, Bookchin'in fikirlerinden esinlenerek geliştirilmiş ancak yer yer otoriter bir yoruma dönüşmüştür. Rojava deneyimi, yerinden yönetim ve doğrudan demokrasi retoriğine rağmen, alternatif siyasi yapılara kapalılık, merkezi ideolojik liderliğin vurgusu ve tek tip bir yurttaşlık anlayışıyla Bookchin'in ilkelerini aşan bir hiyerarşik sistemi beraberinde getirmiştir.

4. BÖLÜM: BİLİMSEL SOSYALİZMİN YENİDEN YORUMLANMASI İÇİN ÖZGÜN ÖNERİLER

Bu tarihsel ve teorik miras ışığında bilimsel sosyalizm, aşağıdaki özgün ilkelerle yeniden tanımlanabilir:

1. Geçiş Dönemi Kabul Edilmelidir:

Devletin sönümlemesi hedefi korunmalıdır; ancak bu hedef devleti hemen reddetmek anlamına gelmez. Geçiş dönemi, halk denetiminde merkezi bir planlamayla yönetilmelidir.

2. Çok Katmanlı Demokratik Yapı: Yerel meclisler, halk konseyleri ve sektörel temsiliyetler gibi yapılar merkezi kurumlarla entegre çalışmalı; ne merkeziyetçi ne de dağanık bir model benimsenmemelidir.

3. Sınıf Mücadelesi Merkezde Tutulmalı: Ekoloji, toplumsal cinsiyet, kimlik gibi meseleler elbette kapsanmalıdır; ancak bunlar sınıf mücadelesi perspektifinin yerine geçmemelidir.

4. Dış Politika ve Savunma: Sosyalist yapılar, kendi kendini savunabilecek kapasiteye sahip olmalı; dış müdahalelere karşı jeopolitik farkındalık geliştirilmelidir.

5. Bilim ve Teknoloji Sosyalizmi: Bilimsel sosyalizm, bugün yapay zekâ, biyoteknoloji ve dijitalleşme gibi alanlarla uyumlu hale getirilmelidir. Teknoloji ne salt devletin ne de piyasanın kontrolünde olmamalıdır. Kamusal denetimli öz-yönetim modelleri geliştirilmelidir.

ÖZET: Bu çalışma, bilimsel sosyalizmin tarihsel gelişimini, reel sosyalizm uygulamalarının teorik ilkelerden sapma biçimlerini ve bu çerçevede ortaya çıkan teorik eleştirileri ele almaktadır. Rosa Luxemburg, Antonio Gramsci, Louis Althusser, Michael Lebowitz ve Murray Bookchin gibi düşünürlerin katkıları irdelenmiş; özellikle Bookchin’in fikirleri ile Abdullah Öcalan’ın “Demokratik

Modernite” anlayışı karşılaştırmalı biçimde analiz edilmiştir. Son bölümde ise bilimsel sosyalizmin günümüz koşullarında nasıl yeniden yorumlanabileceğine dair özgün öneriler geliştirilmiştir. Bu öneriler, teorik tutarlılığı ve pratik uygulanabilirliği esas alan bir sosyalizm anlayışına ulaşmayı hedeflemektedir.

09/07/2025

KAYNAKÇA / DİPNOTLAR

1. V. I. Lenin, Devlet ve Devrim, Sol Yayınları, 1991.


2. Moshe Lewin, Sovyetler'in Sonu, Metis Yayınları, 1996.

3. E. H. Carr, Sovyet Rusya Tarihi, YKY, 2003.

4. Robert Service, Stalin: A Biography, Harvard University Press, 2004.

5. Archie Brown, Gorbachev: His Life and Times, Vintage, 2017.

6. Rosa Luxemburg, Reform or Revolution, 1900.

7. Antonio Gramsci, Prison Notebooks, Columbia University Press, 2011.

8. Louis Althusser, Lenin and Philosophy and Other Essays, Monthly Review Press, 1971.

9. Michael Lebowitz, The Socialist Alternative: Real Human Development, Monthly Review Press, 2010.

10. Murray Bookchin, The Ecology of Freedom, AK Press, 2005.

11. Murray Bookchin, Urbanization Without Cities, Black Rose Books, 1992.

12. Abdullah Öcalan, Demokratik Uygarlık Manifestosu, Aram Yayınları, 2005-2009.

13. David Harvey, The Enigma of Capital, Oxford University Press, 2010.

14. Alain Badiou, The Communist Hypothesis, Verso Books, 2010.

15. Cornel West, Democracy Matters: Winning the Fight Against Imperialism, Penguin, 2005.

16. G.A. Cohen, Karl Marx's Theory of History: A Defence, Oxford University Press, 2001.

MAKALELER