

2025-12-12
Mahmut Hamsici
"Hep garibanlıktan oluyor bunlar."
Perşembe sabahı yaşanan ve üç çocuğun öldüğü yangının yaşandığı evin önünde görüştüğümüz bir mahalle sakini böyle diyor, uzun uzun eve bakarak.
Burası, İstanbul'un merkeze uzak ilçelerinden Pendik'e bağlı Fevzi Çakmak Mahallesi.
Çevrede hem gecekondu tipi yapılar hem orta halli apartmanlar hem de modern bloklar var.
Yangının yaşandığı evin olduğu bina ise sıvası belli belirsiz yapılmış, boyası olmayan, girişinde eski eşyaların bulunduğu, iki katlı eski bir yapı olarak dikkat çekiyor.
Binanın cephesine sprey boyayla "Allah korusun" yazılmış.
Yanına ise "Çukur" dizisinin iki taraftan üçgenle kapalı, üç noktalı ünlü logosu çizilmiş.
Yangının yaşandığı giriş katındaki pencereler epey eski görünüyor. Dışında ise demir parmaklıklar var.
Olayda dokuz yaşındaki Cennet Çelikkol, beş yaşındaki Zülfikar Sepetci ve iki yaşındaki Özden Sepetci adlı çocuklar hayatını kaybetti.
Yangın 11 Aralık Perşembe sabahı 02.30 sıralarında yaşandı.
İstanbul Valiliği'nin açıklamasına göre çocukların annesi Selvi Sepetci, bu yıl içinde doğan diğer çocuğu Ela Nur Zurnacı'yı tedavisi için Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'ne götürdüğü için olay sırasında evde değildi.
Anne Sepetci'nin Tiktok profilinde çocuklarının yüzlerinin güldüğü fotoğraflar ve bebeğiyle ilgili bir "Hoşgeldin" mesajı da var.
Emniyet kaynaklarına göre bebeğin babası ise cezaevindeydi.
Muhammed'in arkadaşının dileği
Görüştüğümüz mahallenin muhtarı Yıldıray Oktay, kendisinin de aynı sokakta oturduğunu, yangından hemen sonra olay yerine gittiğini, mahallelinin çocukları kurtarmaya çalıştığını anlatıyor.
Oktay'ın aktardığına göre evde ısınma, elektrik ısıtıcı ile sağlanıyormuş. Oktay, yangının da büyük ihtimalle bir üçlü prize çok fazla fişin takılması sonucu çıkmış olabileceğini söylüyor.
Oktay'ın ve mahallelinin anlattığına göre yangın sonrası çocuklar bir odaya kaçmışlar. Mahalleli ise önce balyozla demir parmaklıkları, sonra camları kırarak çocukları çıkarmaya çalışmış.
Valiliğin açıklamasına göre olay yerine giden itfaiye ve sağlık ekipleri, dairede bilinci kapalı dört çocuk bulmuş.
Çocuklardan üçü hayatını kaybederken, en büyük kardeş, 11 yaşındaki Muhammed Ali Çelikkol'un ise kaldırıldığı hastanedeki yoğun bakım servisinde tedavisi sürüyor.
Sokakta konuştuğumuz çocuklardan biri, Muhammed ile arkadaş olduklarını anlatıp "İnşallah Muhammed de ölmez abi" diyor.
Geçen yıl İzmir Selçuk'ta çıkan yangında beş çocuk hayatını kaybetmişti.
'Anne baba kağıt topluyordu'
Mahallede konuştuklarımızın anlattığına göre aile bu eve yaklaşık iki ay önce taşınmıştı.
Çocukların hiçbirinin bir okul öncesi kuruma, bir okula ya da kreşe gitmediklerini söylüyor mahalleli.
Muhtar Oktay, ailenin ikametini henüz mahalleye taşımadıkları için herhangi bir sosyal yardımdan yararlanıp yararlanmadıklarını bilmediklerini söylüyor. Oktay, ailenin Roman olduğunu belirtiyor.
Mahallelinin anlattığına göre karı koca geçimini kağıt toplayarak kazanıyordu.
Aynı binada yaşayan bir komşuları şunları anlatıyor:
"Sepetli bir motorları vardı. Onunla sabah erkeden çıkar akşam gelirlerdi. Muhammed'i de yanlarına alırlardı.
"Diğer çocuklar hep evdeydi, buralardaydı. Yeni bebekleri olunca kağıda giderken bebeklerini de götürmeye başladılar."
BBC Türkçe'ye konuşan Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Ali Mendillioğlu, kağıt toplayıcılığının çok çeşitli zorlukları olan ve güvencesiz bir iş olduğunu söylüyor.
Mendillioğlu bu işi yapanların çoğunun, aileleri memleketlerinde olan genç erkekler olduğunu ve ağırlıklı olarak depolarda yaşadıklarını anlatıyor ve ekliyor:
"Ama aynı durum Roman aileler için geçerli değil. Onlar aile olarak bu işi yapıyor. Genellikle küçük çocukları evlerde bırakarak çalışıyorlar.
"Evlerinde yangın koşullarını oluşturan birçok faktör var. Maalesef kağıtçılık belki de en aşağıdaki meslek ama bunun içerisinde Romanların diğer kağıtçılara göre çok daha kötü koşulları var."
'Her kış yaşıyoruz'
Geçen yılın Kasım ayında İzmir'in Selçuk ilçesinde bir evde yaşanan yangında da beş çocuk ölmüş, olay meclis gündemine de taşınmıştı.
Fikir ve Sanat Atölyesi (FİSA) Derneği Çocuk Hakları Merkezi her yıl yayımladığı "Çocuğun Yaşam Hakkı" raporlarında yangınlarda ölen çocukların da kaydını tutuyor.
Raporda, geçen yıl 29 çocuğun yangınlarda hayatını kaybettiği belirtiliyor.
BBC Türkçe'ye konuşan FİSA Çocuk Hakları Merkezi'nden Ezgi Koman, kış aylarında yaşanan bu tür yangınlarla ilgili "sistematik" diyor:
"Biliyoruz ki Aralık ayı ile Mart ayı arasında bu tür yangınlar sistematik bir şekilde gerçekleşiyor. Bakın, takip edelim. Ne yazık ki Mart'a kadar başka yangınlar da olacak."
Ailenin hikayesi
BBC Türkçe'ye konuşan Açık Alan Derneği'ne bağlı Derin Yoksulluk Ağı'nın Araştırma ve Savunu Koordinatörü Önder Uçar, Pendik'teki ailenin profilini derin yoksulluk çerçevesinde yorumluyor:
"Ortadaki aile profili, bizim sahada kayıtlı hanelerimiz arasındaki profillere birebir uyuyor. Çok genç yaşta evlenen, boşanan, tekrar evlenen ve her evliliğinde çocuk sahibi olan, kayıt dışı işlerde çalışan hanelerden bahsediyoruz.
"Sahada yoksul çocuklar görüyoruz ve bu çocuklar çok genç yaşta evlenip çok hızlı anne ve baba oluyor. Bu derin yoksulluk döngüsü de ne yazık ki kuşaklar arasında devrediyor. Yeterli beslenmediği için sütü gelmeyen annelerle karşılaşıyoruz. Çocuklar da okullarda beslenmeye ulaşamıyorlar."
Uçar, medyadaki bazı yorumlarda olayın sadece ailenin zaafıyla açıklanmasını da eleştiriyor:
"Burada, ailenin kabahatinden bahsedilemez gibi bir şey söylemiyorum ama genel olarak bu haneleri bu şartlara sürükleyen makro düzeydeki yapısal problemlerden de söz etmemiz gerekiyor."
'Yoksulluk yangınları'
Ezgi Koman bu tür yangınlar için "yoksulluk yangınları" ifadesini kullanıyor.
"Bu insanlar gerçekten çok yoksullar, ekonomik açıdan haklara erişimde güçlük çeken insanlar" dedikten sonra ekliyor: "Ama aynı zamanda biz görüyoruz ki bu yangınlar ağırlıklı olarak Romanların ve mültecilerin yaşadığı evlerde çıkıyor."
Koman bu sorunlar üzerinden Türkiye'de "etkili bir çocuk koruma sistemi" yok yorumunu da yapıyor:
"Bu olayda anne çalışıyor, kağıt topluyor. Çocuğunu hastaneye götürüyor. Çocuğunu bırakacağı bir yer yok, bir çocuk koruma sistemi yok, bir kreş yok. Bu çocukların bir bakım hizmeti almaya hakları var. Annenin de bunu almaya hakkı var."
Koman'a göre bu tür olaylar barınma hakkıyla da ilgili:
"Bu insanlar yoksul oldukları için olması gereken ısınma sistemlerinden yararlanamıyorlar, elektrik gibi riskli yöntemlerle ısınmak durumunda kalıyorlar. Ayrıca evlerinde yangın önleyici mekanizmalar da yok."
'Kanıksanmamalı'
FİSA'dan Ezgi Koman her sene yaşanan bu olayların nedenlerinin çok yönlü olarak belirlenip önlem alınması gerektiğini savunuyor:
"Çocuğun yaşamını korumakla yükümlü merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin önlem alması gerekiyor. 'Neden bu evlerde bu yangınlar çıkıyor?' diye anlamak ve bir politika geliştirmek lazım.
"Eğer çocukların bu tür bir evde yaşayamayacak gibi bir durumu varsa ekonomik, sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmeleri gerekiyor. Gerekirse koruma altına bile alınabilirler. Birçok yöntem var."
Derin Yoksulluk Ağı'ndan Önder Uçar, daha genel anlamda, Türkiye'de şartlı eğitim programından aile sosyal destek programına kadar çeşitli sosyal yardım programları olduğunu söylüyor.
Uçar, bunların etkili olabilmesi için hem nakdi yardımların artırılması hem de bu programların bir bütünsellik içinde uygulanmasının önemli olduğunu savunuyor.
Uçar, geçen yıl İzmir'deki yangının kamuoyunda çok konuşulduğunu ancak Pendik yangının daha az gündem olduğunu gördüğünü belirtiyor:
"Bu durum bana kanıksama meselesini hissettirdi. Ne yazık ki böyle kaygılara sahibiz. Bu olayları kanıksamamamız gerekiyor."
BBC Türkçe
YAŞAM
2025-12-12Ermeni toplumunda yoksulluk
2025-12-09Bir takımdan fazlası: Amedspor
2025-12-09Dortmund’daki ‘Vatan Haini Köpekler’
2025-12-08Çocuklar işyerlerinde ölüyor
2025-12-01Domların “ıskalanmış” hikâyesi
2025-11-25“Turabdin’deki araziler yeniden Süryanilere satılmak isteniyor”
0025-04-23“Şeyh Abdullah ‘Demokratik’ Oldu”
2025-11-22KAOS GL: Mektubun var
2025-11-21"Siz bu yazıyı Çocuk Hakları Günü’nde okurken, ben bir günümü 200 TL’ye satmış olacağım"
2025-11-07Ağrı İsyanı’ndan Şener Şen’e uzanan bir yaşam
2025-11-011 milyondan fazla çocuk okula sosyal yardımla gidebiliyor
2025-09-15Dersim dört mezar üstünde
2025-09-05“O ânı, o korkuyu ben her Eylül ayında yaşıyorum"
2025-09-05Türkiye'de futbol: İdeolojik "uyutma" mekanizması
2025-09-01Kendisine 20 gün ömür biçilen Kürt kadın yazar 25 kitap yazdı
2025-08-30Mucizelerle dolu Mor Gabriel'i horiepiskopos Gabriel Aktaş anlatıyor
2025-08-20Kürtler ve Türkler
2025-08-26“İstanbul’un varoşlarında boş bırakılan alanı, Daltonlar doldurdu”
2025-08-24Çeteler ve Aileler: Suça Sürüklenen Çocuklar ve Kurbanları
2025-08-13Bir Vicdan Manifestosu: Karnım Zil Çalıyor!