yazarlar makaleler
Bazan Yüzüne Gülse De Düşman Hep Düşmandır
9/30/2024

Mesud Tek

aa@aa

BM Genel Kurul  toplantısına katılmak için gittiği ABD'de açıklama yapan İran İslam Cumhuriyeti'nin çiçeği burnunda yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pizeşkiyan, İran’ın  birliğini sağlayamaması ve olayların yaşanması durumunda Kürdistan’ın  kendi başına devlet olacağını, bunun önünün alınması gerektiğini söyledi.

Bence kendi açısından doğru söylüyor.

“Vilayet-i Feqî” sisteminin yaşaması, mollalar düzeninin devam etmesi için “İran’ın birliğinin” sağlanması lazım. Bunun için de bölücülere, yani Kürdler ve Beluciler başta olmak üzere ulusal hak talebinde bulunan etnik guruplara yönelik baskı ve zulüm politikası devam etmeli, 1980 yılında, Humeyni tarafından Kürdlere yönelik ilan edilen “cihat” devam etmeli, uluslararası kamuoyunda yükselen itiraz seslerine kulaklar tıkanarak siyasi idamlar sürmelidir

Ne yazık ki aralarında Kürdlerin de olduğu bir kesim, seçildikten sonra Pizekişyan’ın “reformcu kanat”tan olduğunu, Mehabad’da doğduğunu, Kürdçe bildiği, Bağdat’ta iken düzenlediği basın toplantısında Kürdçe soruya Kürdçe cevap verdiğini, KDP Başkanı Mesud Barzani ile görüşmesinde “sen de Mehabad’da doğdun ben de, ikimizin de adı Mesud dediğini” dile getirerek, O’nu abartıyorlar ve şirin göstermek istiyorlar. Pizeşkiyan’ın “Ahlak Polisi”nin kaldırılacağı yönündeki sözlerine, Hizbullah Lideri Nasrallah’ın öldürülmesinden sonra İran’ın yetiştirip beslediği Nasrallah’a sahip çıkarak İsrail’e saldırmasını bekleyenlere yönelik olarak Pizeşkiyan, “İran’ı bataklığa çekmek isteyenler var” mealinde açıklamalarına atıfta bulunuyorlar.

Elbette bu açıklamalar önemlidir. Pizeşkiyan döneminde Sünni bir Kürdün Doğu Kürdistan’ın Sine vilayetine vali olarak atanması, devletin bazı kurumlarının başına Sünnilerin getirilmesi ve bazı bakanların Sünnilerden seçilmesi, Vilayet-i Feqî sisteminde yaşanmayan gelişmelerdir ve dikkate alınmalıdır.

Bununla birlikte İran’ın uluslararası arenada giderek yanlızlaştığı, ABD ile ilişkilerinin daha da bozulduğu, HAMAS-İsrail çatışmasının şiddetlenmesiyle, İsrail’in Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırılarının artırmasıyla oluşan ortamda kendini güvende hissetmediği de bir gerçektir ve gözönünde bulundurulmalıdır.

Pizeşkiyan, yukarıdaki açıklamasında itiraf ettiği gibi, Kürdlerin ulusal özgürlüklerine kavuşmasını, devletlerini kurmasını, diğer sömürgeciler gibi bir varlık-yokluk sorunu olarak görmeye devam ediyor. Diğer muhalif kesimlere seslenerek, İran’ın birliğini korumak için Kürdlerin devletleşmesinin önlenmesi gerektiği söylüyor.

Pizeşkiyan bu mesajını sadece kendi ülkesine vermiyor. Aynı zamanda diğer sömürgeci devletlere de veriyor. “Kürdlerin devletleşmesini önlemeliyiz, bunun için işbirliği yapmalıyız, İran’ın birliğinin sağlanması için bize yardım etmelisiniz” diyor. Gerçek Pizeşkiyan’ın, makyajsız Pizeşkiyan’ın portresini çiziyor.

Pizeşkiyan’ın niteliğini ve amacını bazı şirinlikleri, gönlümüzü hoş eden açıklamaları değil, ABD’deki söylemi ortaya koyuyor.

Şehid Dr. Qasımlo, sık-sık Kürdistan’ın parçalı yapısının doğal sonucu olarak silahlı mücadele yürüten gurupların herhangi bir sömürgeci devletle ilişki kurabileceğini söylüyor ve şöyle devam ediyordu: “Bazı ülkeler çıkarları için geçici olarak bize yardım edebilirler, ama unutmayalım ki düşman hep düşmandır.”

Kuzey Kürdistan’ın yurtsever, demokrat siyasi yapıları, aydınları ve şahsiyetleri olarak Şehid Qasımlo’nun belirlemesini kulağımızı küpe yapmalıyız.

Bazı kısmi değişiklikleri önemseyerek, mücadelemize yapacağı katkıyı görmezden gelmeyerek, yüzümüze gülse de düşmanın hep düşman olduğunu hiç bir zaman unutmamalıyız.

30 Eylül 2024

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar